9 Aralık 2011 Cuma

SOMUT KÜLTÜREL MİRAS

Kazılar ve Araştırmalar
Kültür ve tabiat varlıkları açısından son derece önemli olan ülkemiz, zengin ve büyük bir kültürel potansiyele sahiptir. Ülkemiz arkeolojik zenginliklerimiz açısından başka hiçbir ülkeyle kıyaslanamayacak kadar emsalsiz bir hazine niteliğindedir.
Müzecilik Faaliyetleri
Müzeler, uygarlık tarihine ait her türlü objenin, bilimsel kurallar altında sergilenerek, halkın beğeni ve kültürel birikimini zenginleştiren, araştırmacıların çalışmalarını kolaylaştırıcı ve geliştirici tarihi verilerin gelecek kuşaklara aktarıldığı mekânlardır. 


Dünya Miras Alanları ve Antik Kentler
Ülkemiz, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğu altında yürüttüğü çalışmalar neticesinde bugüne kadar UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 9 adet varlığımızın alınmasını sağlanmıştır.
Sanal Müzeler ve Diğer Mekanlar
Bu bölümde Müzeler, Saraylar, Camiler, Kiliseler, Manastırlar ve bazı özel mekanların görüntülerini 360 derece panorama olarak izleyebilir veya tanıtım filmlerine ulaşabilirsiniz.

BİLGİ MERKEZLERİ VE YAYIMCILIK

Kütüphaneler
Bakanlığımız birimlerinden Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğüne bağlı Halk, Çocuk ve Yazma Eser Kütüphaneleri ile ilgili bilgiler…
Yayımlar 
Bakanlık yayınları, katılımı sağlanan uluslararası kitap fuarları, TEDA Projesi
Başvurular

Bandrol, Müzik eserleri yapımcı belgesi, sinema eserleri yapımcı belgesi, BİL-KOD, Kayıt Tescil, Yabancıların film çekim izni başvuruları için;


Sanat

Plastik Sanatlar
Plastik sanatlar, geneli itibarıyla, şekil verilebilen somut malzemelerden renk, boyut veya derinlik ihtiva eden ürünlerin ortaya konulduğu sanat dallarının tümünü kapsayan bir terim olup “görsel sanatlar” olarak da ifade edilmektedir. Plastik sanatları oluşturan alt dallar arasında; resim, heykel, seramik, fotoğraf, özgün baskı, gravür v.b. sayılabilir.
Müzik ve Sahne Sanatları
Klasik, çağdaş ve geleneksel sanat akımlarını takip ederek, yurt içindeki sanat faaliyetlerinin milli kültür ve çağdaş anlayışa uygun olarak yürütülmesi ve yayılmasını, milletin bu yönden bilgi sahibi olmasını sağlamak; müzik ve sahne sanatlarına ilişkin çalışmaların sosyal ve kültürel gelişme bakımından verimli olması yönündeki faaliyetlerini de orkestralar, korolar, çalgı, ses ve halk dansı  toplulukları aracılığı ile gerçekleştirmektedir.
Tiyatro

Kültür ve sanat barışa katkıda bulunur ve insanları birbirine yaklaştırarak birbirlerini tanımaları için fırsat sunar. Bu amaçla Devlet Tiyatroları dram sanatının yerli ve yabancı en seçkin eserlerini seyircilerle buluşturmaktadır.
Opera ve Bale
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'nün, Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya ve Samsun Müdürlükleri'nde temsil faaliyetleri sürdürülmektedir. Ayrıca her yaz yerli ve yabancı opera ve bale topluluklarının katılımıyla festivaller gerçekleşmektedir.
Sinema
Sinema, 19. yüzyılın sonlarına doğru Paris'te ilk sinematograf gösterimlerinin başlamasından birkaç yıl sonra Türkiye'ye de gelmiştir.

Halk Kültürü

Gelenek-Görenek ve İnançlar
Gelenek sözcüğü, Türkçe gelmekten türetilen sözcüktür. Bir toplumda kuşaktan kuşağa geçen kültür kalıtları, alışkanlıklar, bilgiler, davranışları ifade eder. Bir şeyi görüle geldiği gibi yapma alışkanlığı olarak tanımlanan görenek, öteki sosyal alışkanlıklar gibi gerekli ve uygun, görülenleri kapsar, ama bunların mutlaka yerine getirilmesini istemez zamanla ortadan kalkabilirler ama bir kez yerleşip de, geniş kitlelerce benimsenince olağan ve doğal olarak kabul edilirler. İnanç, genel anlamda toplumun zaman içerisinde bir şeyle ya da olguyla ilgili olarak oluşturduğu ortak kanıya güvenme ve bağlanmadır.
Bayramlar-Törenler-Kutlamalar
Milli ve dini olarak kutlanan önemli günlere bayram; bir toplulukta, üyelerin belli bir olayı, kişiyi veya günü ayırt edip sembolleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizilerine törenler ve kutlamalar denilmektedir. Bayramlar, Dini Bayramlar, Milli Bayramlar ve Mevsimlik Bayramlar olarak üç grup altında ele alınabilir.  
Halk Müziği
Bir yörenin yerleşik insanları tarafından üretilen, severek söylenen ve çalınan, o yöre insanının ortak yapıtı haline gelen ve kulaktan kulağa aktarılarak yaşatılıp günümüze kadar ulaşan müziklerdir. Bu müzikler yerel kültürlerin izlerini taşır ve yaratıcılarının adları çoğunlukla belirsizdir. Ülkemiz Halk Müziği, tarihin eski zamanlarından bugüne değin Anadolu ve Rumeli’de yaşamış bütün uygarlıkların, kendilerine özgü kültürel farklılıkları içinde barındırarak oluşan ve sonuçta zenginlik ve çeşitliliği ile tüm dünyada ender görülen bir yapıdadır. Halk Müziğimiz, bölgesel özellikleri bakımından çok çeşitlilik ve farklılık göstermektedir.
Halk Oyunları
Asırlardır yalın bir eğlence unsuru olarak görülen halk oyunları, bünyesinde barındırdığı maddi ve manevi kültür öğeleri ile zengin bir yapı sergiler. İnsanoğlun; bir anda büründüğü duygusal yapının dışavurumudur. Bazen neşeyi, bazen kederi bazen de tanrıyla olan diyalogunu hareketlerle bir müzik eşliğinde ifade eder. Bir hayvanın taklidini, tarımsal faaliyetleri ve günlük yaşamı çeşitli halk oyunlarımızda izlemek mümkündür.
Çocuk Oyunları ve Oyuncakları
Halk kültürünün konu başlıkları içerisinde değerlendirilen geleneksel çocuk oyunları yer ve zamanı oynayanlara göre değişse de belli kuralları olan, ebe, eş, takım seçimi, sayışma, ödül ve ceza gibi kendisini bütünleyen öğelere yer veren, zaman zaman müzik ve araç gereçten yararlanılan, genellikle grupla gerçekleştirilen bir eylemlerdir. Geleneksel oyuncaklar ise, genellikle tahta, bez, toprak, çeşitli bitkiler, meyve ve sebzeler ile teneke gibi doğal ve atık malzemeler kullanılarak, çoğunlukla belli bir üreticisi olmamasına karşın farklı yörelerde benzer tekniklerle üretilen objelerdir.  
Halk Sporları
Bu bölümde sayabileceğimiz sporların başında güreş (aba güreşi,yağlı güreş),at yarışı,cirit,deve güreşi,boğa güreşi,horoz dövüşü,avcılık vb. gelir.Bunlara örnek olarak verebileceğimiz cirit;Anadolu'da 50-60 yıl öncesine kadar çok yaygınken bugün daha çok Doğu Anadolu ve Ege bölgelerimizde kalmıştır.
Geleneksel Türk Tiyatrosu
Tiyatro sözcüğü Yunanca  “seyirlik yeri” anlamında kullanılan theatron sözcüğünden türetilmiş ve dilimize yerleşmiştir. Geleneksel gösteri sanatlarımızdan Karagöz, kukla, ortaoyunu, meddahlık, hokkabazlık,  ve köy seyirlik oyunlarının tümünü kapsayan bir tanımlamadır. Halk Tiyatrosu veya Geleneksel Tiyatro olarak da adlandırılmaktadır.      Halk tiyatrosunun temel özelliği güldürü ve taklit olup,  yaşamı olduğu gibi yansıtan, özgürlükçü bir tiyatrodur. Oyunlarda yer alan kişilikler tip düzeyindedir, karakter boyutuna ulaşmazlar. Doğaçlamaya dayanır,  anlatı önemli bir yer tutar. Konularını yaşamın içinden alır.
Geleneksel El Sanatları
El sanatı; belirli ham maddeleri el becerisi ve basit el aletleri yardımıyla, işlenmiş ürünler haline dönüştürmek olarak tanımlanabilir.
Geleneksel el sanatı türlerinin sınıflandırılmasında ortak özelliklerin en belirgini olan unsur, ürünün aslını oluşturan hammaddedir. Bu bağlamda geleneksel Türk el sanatları kullanılan hammaddelerine göre 8 ana gruba ayrılarak incelenebilir.
Geleneksel Giyim-Kuşam-Süslenme
Türkiye’deki giyim kuşam geleneği, malzemesi, biçimi, süslemesi, yaşa ve cinsiyete göre değişmesiyle halk kültürünün zengin kaynaklarından birisini oluşturmaktadır. Giyim kuşam kültürünü çocuk giyim-kuşamı-süslenme, kadın giyim-kuşamı-süslenme, erkek giyim-kuşamı-süslenme, özel gün giysileri, geleneksel kurumlarda giyim-kuşam-süslenme ve tarikatlarda giyim-kuşam-süslenme gibi 6 ana başlık altında incelemek mümkündür.
Halk Resmi
Halk resmi örneklerine daha çok at arabası, kamyon gibi taşıtlarda ve süsleme amaçlı, geleneğe dayalı mitolojik söylemlerle bağdaşan olağanüstü yaratıklarla bezenmiş duvar süslerinde rastlanmaktadır. Cam, ayna gibi yüzeylere boya ve renkli yaldız kağıtlarla yapılan + cam altı + resimlerde en çok görülen motif şahmeran ve kanatlı at, üstü insan altı hayvan olan mitolojik yaratıklardır.  Bunun yanı sıra at arabalarında manzara (Boğaz köprüsü, kuğulu göl ve dere kıyısında köy manzaraları), çiçek ve gül demetleri, nazar öğeli göz ve şiş motifleri, yapan kişinin adı adresi ve ornamental kıvrımlar bezem unsuru olarak kullanılır. Ayrıca Anadolu kadının dokumuş olduğu kilim, halı, cicim gibi dokumlarda görülen desen anlayışı da soyut resim olarak yorumlanabilir. 
Halk Mimarisi (Mimarsız Mimarlık)
Halk mimarisi; halkın kendisi için oluşturduğu nesnel yaşam çevresidir. Halk mimarisinin genel etkenler altında gelenekselleşen, anonim bir tasarım sürecinde oluşan bir mimarı olarak da tanımlanabilir.Halk mimarisi; söz konusu toplumun değer yargılarını, dünya görüşlerini, gelenek görenek ve inanç sistemlerini, aile ve akrabalık bağlarını komşuluk ilişkilerini anlamada ve anlatmada kaynaklık eden en önemli verilerden biridir. Resmi ve anıtsal niteliği olan yapılar halk mimarisi dışında değerlendirilirler.
Geleneksel Türk Mutfağı
Beslenme biçimleri, içinde bulunulan kültürel- coğrafi- ekolojik- ekonomik yapıya ve tarihsel sürece göre şekillenmektedir. Türk mutfağı denildiğinde Türkiye'de yaşayan insanların beslenmesini sağlayan yiyecekler- içecekler, bunların hazırlanması, pişirilmesi, korunması; bu işlemler için gerekli araç-gereç ve teknikler ile yemek yeme adabı ve mutfak çevresinde gelişen tüm uygulama ve inanışlar anlaşılmalıdır.
Halk Edebiyatı
Kaynağını geleneklerden, halkın kültüründen alan, içerisinde sanat kaygısı ve estetik bir değer bulunan, bir topluluk veya topluluğun bir üyesi tarafından yaratılan edebi eserlerdir. Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bağlıdır. Halk Edebiyatı; edebî zevk, düşünce ve anlatım gücüne ulaşmış âşık ve tekke tarzı, sahibi belli eserlerle, malzemesi dile dayalı destan, efsane, halk şiiri, mani, ağıt, türkü, bilmece, masal, halk hikâyesi, fıkra, atasözü, deyimler, tekerlemeler gibi sözlü gelenekte yaşayıp kuşaktan kuşağa aktarılan anonim ürünlerden oluşur.





TURİZM HAKKINDA HERŞEY - TURİZM HAKKINDA BİLGİ

turizm isim Fransızca tourisme 1. Dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla yapılan gezi. 2. Bir ülkeye veya bir bölgeye turist çekmek için alınan ekonomik, kültürel, teknik önlemlerin, yapılan çalışmaların tümü. Yerli veya yabancı tüketicilerin bir ülke veya bölgeyi ziyareti sırasında duyacağı ihtiyaçları tatmin edecek hizmetlerin bütünü. Dinlenmek,eğlenmek, gezmek, görmek, bilgi ve görgüsünü arttırmak maksadıyla yurt içi veya yurt dışında yapılan gezilerle turizm gelişir. Turizm çeşitli maksatlara göre değişik sahaları içine alır. En çok eğlence (dinlenme), spor ve dînî sahalarda turizm gelişmiştir. Dağcılık, havacılık, otomobil, bisiklet, keşif gibi yaygın olmayan turizm dalları da vardır.

Turizm, yabancı ülkelerden gelen meraklı kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması ile birçok gelişmeleri zorlar. Şehirlerde, doğal güzelliklerin bulunduğu yerlerde oteller, pansiyonlar, gazino ve lokantalar, plajlar, kamplar, eğlence yerleri, kaplıcalar, dinlenme ve tedavi yerleri, spor ve avcılık tesisleri gibi pahalı altyapı tesisleri kurulurken, ülkenin çehresi değişir ve içeriye yabancı para akışı hızlanır. Bu bakımdan turizm önemli bir ekonomi dalıdır. Birçok ülkede hükümetler turizm işlerinin iyi yürütelerek hem propaganda hem de ekonomik gelir sağlanması için bu dalda bakanlık seviyesinde teşkilatlar kurmuşlardır. Turizm işlerini yürüten teşkilatlar daha çok kişinin ilgisini çekmek üzere müzeler, tarihi eserler, panayır ve şenlikler, konserler, spor gösterileri gibi konularda faaliyet gösterirler.

Turizm, yerli ve yabancı gezgin ve turistlere hizmet üreten bir sanayi dalıdır. “Bacasız sanayi” olarak da adlandırılır. Turizm, ülke ekonomisine ödemeler dengesine net döviz geliri sağlamak kaydıyla katkıda bulunur. Bir başka deyimle turizmin döviz geliri sağlaması o ülkeye giriş ve çıkışlar sonucu net döviz kazancı olmasına bağlıdır. Turizm hareketleri, turistik bölgelerde iktisadî faaliyetleri ve gelir dolaşımını hızlandırır. Emek yoğun bir sektör olması sebebiyle de istihdam imkanları ortaya çıkar. Ancak turizm hareketleri sonucu, bölgenin sosyal ve kültür yapısının bozulması şeklinde ifade edilebilecek, milli kültürü ve sosyal bünyeyi etki altına alacak bir tehlike de her zaman mevcuttur.

Turizm, ülke milli sınırlarının içine giriş ve çıkış olmak üzere ifade edilen dış turizm, o ülkenin fertlerinin aynı ülke içindeki çeşitli bölgelerde yaptığı gezileri anlatan iç turizm olmak üzere iki genel kategoriye ayrılır. Ayrıca turizm olayını meydana getiren fertlerin gayelerine göre spor, sağlık, kongre ve öğrenci turizmi adında çeşitli bölümlere ayrılır.

Türkiye’de turizm 24 Mayıs 1949 gün 5392 sayılı Basın, Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü Kanunu’nun hazırlanıp kabul edilmesiyle hareketlendi. İlk önce Turizm ve Danışma Büroları kuruldu. Birçok turizm derneği ve seyahat acenteleri faaliyete başladı. 1971 Anayasası ile turizm maksadına elverişli sahaların kamulaştırılmasıyla ilgili esaslar da getirilince, kredi imkanları sağlanması ve teşvik çalışmaları konuya daha tesirli neticeler sağladı. Turizm Endüstrisini teşvik Kanunu’na göre Turizm ve Tanıtma Bakanlığı tarafından otel, pansiyon, gazino, lokanta, plaj, kamp, eğlence yerleri, spor ve avcılık tesisleri, kaplıcalar, dinlenme ve tedavi kurumları gibi yerler turistik müessese olarak tespit edilerek Turizm Müessesesi Belgesi verildi. Turistik belgeyi alan müesseselere vergi ve harçlardan muafiyet, yabancı işçi çalıştırma izni, uzun vadeli kredilerle kamulaştırılmış arazilerin satın alınabilmesi gibi kolaylıklar sağlanmıştır. Turizm belgesi alan müesseseler, değişik zamanlarda teftiş edilerek kanuna aykırı tatbikatlarda bulunan müesseselerin turizm belgeleri iptal edilerek kademeli müeyyideler de uygulanmaktadır. Bütün bu işlemler T.C. Turizm Bankası aracılığı ile yürütülür. Turizm müesseselerinin yapım, onarım, geliştirme ve teçhiz masraflarını ise İller Bankası takip ve tahsil etmekle yükümlüdür.

Turizm Bakanlığının yurt dışında da faaliyetlerini sürdürmesi için merkezleri Beyrut, Brüksel, Cidde, Frankfurt, Karaçi, Londra, New York, Paris, Roma, Stockholm, Tahran ve Viyana’da bulunan Taşra teşkilatları da vardır. Türkiye’yi turizm yönünden yabancılara tanıtmak, turistlerin turistik imkanlardan istifadesini kolaylaştırmak için de Turizm Kurumu ayrıca faaliyet göstermektedir. Turizm Kurumu milletlerarası Otel ve Şatolar Birliğine bağlıdır.

Türkiye’de Turizm



Tarih, kültür ve olağanüstü doğal güzelliklerin içiçe yaşandığı Türkiye, bu özelliklerini günümüze kadar devam ettirebilmiş dünyanın ender turizm cennetlerinden biridir. Dört mevsimin tüm özelliklerinin her zaman yaşanabildiği yöreleri, yeşil ormanları, kayak sporuna elverişli karlı dağları, temiz denizleri, kumsalları ve kaplıcaları bakımından da ayrıcalıklı bir ülkedir. Dünyanın en şifalı kaplıca ve içmeceleri Türkiye'de bulunmaktadır.
Ülkenin özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde, yaz turizmi oldukça ileri seviyededir. Karadeniz kıyılarında sınırlı ölçüde yaz turizmi ve yüksek yerlerde ise yayla turizmi gelişmiştir. Bu bölgelerde yeterli altyapı hizmetleriyle birlikte modern turizm tesisleri oluşturulmuştur. Uygun fiyatlı köy evlerinden pansiyonlara, pahalı tatil köylerine ve uluslararası birinci sınıf otellere kadar pek çok geceleme olanağı vardır. Yaz turizminin en yoğun olduğu tatil beldeleri arasında Antalya, Alanya, Marmaris, Kuşadası, Bodrum, Fethiye ve Kaş gibi merkezler bulunmaktadır. ülkenin yüksek yerlerinde ise yayla turizmi her geçen gün önemini artırmaktadır. Yayla turizminin en fazla geliştiği yöreler arasında Trabzon, Giresun, Rize, Ilgaz, Bolu ve Abant yer almaktadır. 
Ülkenin en çok turist kabul eden şehri Antalya'dır. Turistlerin rahatça gelip gitmelerini sağlayan havaalanı ve yat limanları burada önemli bir rol oynamaktadır. Kentte ayrıca yakın çevresine ulaşımı sağlayan elverişli karayolları, yeterli sayıda seyahat acentesi ve her türlü ihtiyaca cevap verebilecek konaklama tesisleri bulunmaktadır. Antalya'yı ziyaret eden turistlerin sayısı, yılda 2 milyon 500 bin civarındadır. ülkenin en fazla turist kabul eden ikinci şehri ise İstanbul'dur. Bu şehirleri Muğla, Edirne, İzmir ve Ankara takip etmektedir. 

Son yıllarda ülkedeki modern turistik tesislerin sayısında hızlı bir artış görülmektedir.
Ülkede özellikle yaz aylarında, hafta sonu, yılbaşı ve bayram tatillerinde iç turizm canlanmaktadır. Bu tatil günlerinde Türk vatandaşların yurtdışı seyahatlerinde de yoğunluk gözlenmektedir. Türkiye'de her yıl çeşitli nedenlerle 15 milyonun üzerinde kişi turistik seyahat yapmaktadır. 1998 yılında 4,5 milyonun üzerinde Türk vatandaşı yurtdışı seyahati yapmıştır. Ülkede faaliyet gösteren seyahat acentesi sayısı 3 bine yaklaşmıştır. 
Türkiye'de turizm sektörünün teşvik edilmesi, ülkeye gelen turist sayısının da artmasına yol açmıştır. Bunda 1980'li yıllarda turizm sektörüne yapılan yatırımların büyük etkisi olmuştur. Turizmin son yıllardaki hızlı gelişiminde en önemli faktör, belgeli tesis ve yatak kapasitesindeki artıştır. Nitekim son yıllarda turistik tesislerin geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar hız kazanmıştır. Ülkede 1998 yılı itibariyle turizm işletmesi belgeli olarak faaliyet gösteren tesislerin sayısı 1.954'tür. Bu tesislerde bulunan yatak sayısı ise 314.215'tir. Bunun yanı sıra kaplıcalar, apart oteller, golf tesisleri, mola tesisleri, eğitim ve uygulama tesisleri, otokara-van turizm kompleksleri ve uygulama otelleri gibi modern kuruluşlar da Türk turizmine hizmet vermektedir. Antalya ülkede bulunan turizm tesisleri bakımından da ilk sırada yer almaktadır. Antalya'yı Muğla ve ıstanbul izlemektedir. 
Turizm özellikle 1985 yılından sonra ülke ekonomisine net katkıda bulunmaya başlamıştır. ülkeyi ziyaret eden turist sayısı ve turizm gelirlerinde sağlanan sürekli artışlar, sektörde istikrarlı bir gelişmenin olduğunu göstermektedir. 1998 yılında ülkeyi 9 milyon 752 bin turist ziyaret etmiş, net turizm gelirleri ise 8 milyar doları geçmiştir. Tarih boyunca sayısız uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu'nun inanç merkezleri açısından da çok zengin bir potansiyele sahip olmasından dolayı, İsa Peygamber'in 2000. doğum yıldönümünde ülkeyi ziyaret edecek turist sayısının 17 milyona ulaşması, net turizm gelirlerinin ise 12 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
“Turizmde Yeni Projeler”
Dünyada turizm anlayışının giderek değişmesi sonucu turizmin çeşitlendirilmesine olan ihtiyaç sebebiyle, Türk hükümetleri alternatif turizm imkanlarının geliştirilmesi için organizasyon, altyapı ve hizmet kalitesine özel bir önem vermektedir. Turizmin çeşitlendirilmesi yönünde geliştirilen yeni projelerle, Türk turizminin daha fazla renklendirilmesi ve ülkenin yılın 12 ayında değişik etkinliklerle yerli ve yabancı turistleri çeken bir tatil merkezi haline getirilmesi, böylece turizmin tüm yıla yayılmasının yanısıra, bölgelerarası dengenin kurulması amaçlanmaktadır.

Ülkedeki akarsular rafting sporu için idealdir.

Bu anlayış doğrultusunda 1992 yılından bu yana yerli ve yabancı tur operatörleri, basın mensupları ve sektör temsilcilerinin geniş katılımı ile Çoruh Nehrinde "Rafting", Toros dağlarında "Trekking", Ankara-Zonguldak güzergahında "Buharlı Tren", Erzurum Palandöken Dağı'nda "Kar Şenliği", Bandırma-Manyas ve İzmir Kuş Cennetleri'nde "Kuş Gözlemciliği", Konya çevresinde "Mağara Gezisi" ve "İnanç Turizmi" projeleri gerçekleştirilmiştir. Doğası, insanı, kültür ve gelenekleri ile turizmde ayrıcalıklı bir yere sahip olan Karadeniz Bölgesi'nin tanıtımına yönelik "Karadeniz Yeşil Tur", her yıl zengin bir tur programı ile sonuçlandırılmaktadır. 1996 yılında İstanbul'da Lütfi Kırdar, 1997'de Antalya'da Cam Piramit Kongre Merkezleri turizm sektörünün hizmetine girmiştir. Böylece Habitat'tan sonra, 2000 yılı öncesinde turizm alanındaki en büyük organizasyon olan "Dünya Turizm Örgütü 12. Genel Kurulu" ve "Dünya Ormancılık Kongresi" dahil pek çok uluslararası toplantının ülkede gerçekleştirilmesi sağlanmıştır. 

Manyas Kuş Cenneti, Balıkesir
1998 yılında İzmir-Kayseri güzergahındaki tarihi ipek Yolu üzerinde yer alan han ve kervansaraylar ile diğer tarihi ve doğal zenginliklerin tanıtılmasını amaçlayan "ipek Yolu Projesi" gerçekleştirilmiştir. 1999 yılında ise "Karadeniz Yeşil Tur", "inanç Turizmi" ve "İpek Yolu" etkinliklerinin yanı sıra, ülkenin doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin, sulak alanlarının ve flora-faunası zengin yörelerinin ön plana çıkarılmasını amaçlayan "Foto-Safari" turunun gerçekleştirilmesi planlanmıştır.

Ülke turizminin ayrılmaz bir parçası olan Türk Mutfağı
“Türk Mutfağı”
Gastronomi uzmanlarına göre dünyanın en zengin mutfakları Türk, Fransız ve Çin mutfaklarıdır. Yiyecek ve içecek maddesi kaynaklarının bolluğu ve çeşitliliği, ülke turizminin ayrılmaz bir parçası olarak görülen Türk mutfağının zenginliğinin başlıca sebeplerinden biridir. Aynı zamanda tarih boyunca çok çeşitli milletlerle iç içe yaşamış, yiyecek ve içecek kültürü alışverişinde bulunmuş olması da ülke mutfağını zenginleştiren bir başka etkendir. özellikle Selçuklu ve Osmanlı sarayları, Türk mutfağının zenginleşmesinde ve sofra düzeninde önemli rol oynamıştır. Türkiye'nin çeşitli yörelerinde yüzlerce çeşit yemek yapılmakta, tüm bölgelerde ve illerde beslenme kültürü ile yemek çeşit ve pişirme teknikleri de büyük farklılıklar göstermektedir. Her yörenin kendine özgü tanınmış kebaplarının yanı sıra, hamur işleri ve sulu yemekleri de çok yaygındır.